Mahalle aralarındaki yufkacıların sayısı her geçen gün azalıyor. El yapımı yufkaları mahalle arasındaki küçük dûkkanından müşterilerine ulaştıran Mehmet Kara, “Yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik. Mesleğimiz bitme noktasına geldi” dedi.
Seyranbağları’nda hizmet veren yufkacı esnafı Mehmet Kara, el yapımı yufkaya ilgisizlikten şikayetçi. Kara, “Mesleğimiz olumsuz yönde etkilendi. Makine yufkası çıktı, el yapımı yufkaya olan ilgi azaldı. Toplum olarak kalitesini ve hangi koşullarda üretildiğini bilmediğimiz yufka tüketirken, mesleğimiz de devamlı kan kaybediyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Elinde oklava 60 yıldır yufka açıyor…
1936 Çankırı Ilgaz doğumlu Mehmet Kara, 1955 yılında Ankara’ya yerleşti. Halen maliyeye ve esnaf odasına kayıtlı olarak çalışan Kara, Ankara’ya yerleştiği tarihten bugüne 60 yıldır yufkacılık mesleğini sürdürüyor.
2 oğlu ve karısı ile birlikte imalathane ve satış olmak üzere 2 bölümünden oluşan 30 M2’lik bir dûkkanda çalışan Kara, “İşler bitme noktasına geldi. Küçük esnaf zor durumda. Yıllarca mesleğimizin hizmetkarı olduk. Bugün geldiğimiz noktaya bakınca; yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik diyebiliriz.” ifadesini kullandı.
Yufkanın özelliği el yapımı olmasıdır…
El yapımı doğal, lezzetli yufkayı sunmaya çalıştıklarını söyleyen Kara, “Yıllarca, oklava ile mermer üzerinde tek tek ve ince ince zahmetli bir şekilde açılan birinci kalite undan imalatını yaptığımız yufkayı müşterilerimizle buluşturduk. En iyisini yapmaya çalıştığımız kaliteli bu yufkadan börek yapan müşterilerimiz farkı bilirler. Müşterilerimiz mahalleden, hep tanıdıktır. Fakat, bu devamlı müşterilerimizin sayısı her geçen gün azalmaktadır. Dolayısı ile artık bizim gibi mahalle aralarındaki yufkacıların sayıları da her geçen gün azalmaktadır. Böyle giderse, belki önümüzdeki günlerde el yapımı yufkacıyı arar hale geleceksiniz fakat bulamayacaksınız.” diye konuştu.
Bir zamanların vazgeçilmezi olan mesleklerinin artık yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kaldığını belirten Kara, şöyle devam etti: “Mesleğimiz geçmişte gerçekten iyi bir noktadaydı. Toplumda ihtiyaç duyulan, güvenilen bir mesleğimiz vardı. Mahalle yaşantısı ve kültürü içerisinde mesleğimiz önemli bir yere sahipti. Bugün ise fabrikasyon işi, el yapımı yufkayı öldürme noktasına getirdi. Bakkalda, markette ve pazar gibi açık alanlarda satılan ürünlerin kalitesini bilmiyorum. Fiyat farkından dolayı tüketici de buralardan bu ürünleri tercih ediyor. Fakat, sağlıklı mı bilmiyoruz. Bizim imal ettiğimiz yufkanın 6 adedi bir kilo gelir. Bu standarttır. Fakat, farklı yer ve alanlarda satılan makine ile imal edilen yufkanın bir kilosuna 12 adet girmektedir. El emeği işçilik de olmadığı için daha ucuza satılan bu ürünlerle aslında vatandaş aldatılıyor. Bir kiloya çok yufka giriyor fakat üretilen yufkanın kalitesi zayıf.”
Yufkayı açmak için katkı maddeleri kullanıyorlar…
Ankara Yufkacılar ve Kadayıfçılar Esnaf Odası Başkanı Mehmet Polat da el yapımı doğal yufka ile makine yufkası arasında derin farkın kalitede saklı olduğunu söyledi. Polat, “Sağlıksız ortamlarda üstelik kayıt dışı üretim ve pazarlama yapanlar, mesleğini Mehmet Kara gibi layıkıyla yapmaya çalışanlara büyük zarar veriyor. Üstelik şöyle de bir gerçek var. Makineyle üretimde yufkayı açmak için kullanılan katkı maddesinin insan sağlığına zararı olup olmadığı noktasında tam olarak bilgi sahibi değiliz. El emeği işçiliği ile yapılan üretimde kesinlikle katkı maddesi yok. Kullanılan ham madde sadece kaliteli un, su ve tuzdur. Bunların dışında kesinlikle hiçbir madde kullanılmamaktadır. İşin püf noktası kaliteli malzeme ile el işçiliğidir.” dedi.
Polat, “Böyle devam ederse, el emeğine dayalı yufka yapacak esnaf ve sanatkar kalmayacak. Dolayısı ile mesleğimiz de tarih olacak.” diyerek sözlerini tamamladı.